5 Kasım 2010 Cuma

Susuyorum...


Bir rüya sanıyordum içinde bulunduğum tarifsiz durumdan ötürü. Belki de hayatımda hiç öyle hissetmemiştim adına rüya deyiverdim. Hani şu tatlı olanlarından, hani sevdiklerimize yatmadan önce dilediğimiz cinsten. Ama insanız ya, unutabiliyoruz. Neyi mi? UYANMAK... bir kabus görünce uyanmak isteriz de uyanamayiz ya. aynısı çok tatlı bir ruyada iken olmuyor be... Uçsuz bucaksız rüya aleminde yarattığım el değmemiş mutluluğa bir tecavüz gibi travmatik bir darbe iniyor uyandığımda.. Öyle acı veriyor ki... Anlatmak çok zor. Elinden şekeri alınmış ufak bir çocuk gibi oturuyorum yatağın köşesine. Durduramadığım ya da durdurmak istemediğim göz yaşları akıveriyor yanaklardan aşağı.. Temizlenmediği için tozlu duran yerlere... Sonra kafamı kaldırıyorum yukarıya, dua ediyorum. Bana bu işkenceyi neden çektirdiği için tanrıya.. Sonra bir ses duyuyorum sanki. Uzaktan, derinlerden gelen, hafif kolonya çiçeği kokusu, biraz çimen... Sonra kabullenmem gerekiyor, hissediyorum, istemiyorum ama karşı koyamıyorum, uyanıyorum... Olmuyor işte, diyemiyorum, susuyorum...

3 Kasım 2010 Çarşamba

Ödemeli sevdalar... [ Bir SmS Hikayesi]


Her yöne duygular dağıtıyorum şimdilerde. Ayrım yapmadan, tarife sormadan. Sinyal sonrası mesajlar gibi gecikmeli ulaştıklarım da oluyor elbette. Nihayetinde bakiyesiz yüreğin gecikmeli sevdaları bile oldu zamanında. Bıraktığım sevgi çağrılarını yanıtsız bırakanlara bile kızmadim. Ödemeli bir hayat sundular bana. Hani ben ismarlarim, sen ödersin diye. Onlara bile kızmadim. Bazılarına gönderenı yüreğim olan mesajlar gönderdim. Iletilmedi, hala beklemede. Neyse avea işte... Diyenler olmuştur elbette ama benim hiç aveam olmadı ki... Ben Turkcell'in kalitesini köşedeki lüks restoranda yediğim antre somon füme fiyatına tattım... Lezzetli ama pahalı... Rehberlere yazıldım yıllardır. Başında E sonunda N.. Kimisi Ercan dedi, kimisi Aşkım kimisi bitanem kimisi dostum yazdı adımın yerine. Halbuki bir adım vardı benim. Sadece benim sahip olduğum. Herkes kendi istediği gibi kullandı, yazdı, çizdi. Şimdi yüreğimin rehberinde olanlara gönderiyorum bunu. Belki şimdi, belki sonra cevap yazma, ama bil ki orada bir yerdesin sevgili, Aşkım, Dostum, Hayranım, Meleğim ve diğerleri...